13 Şubat 2024 Salı

KUR’ÂN-I KERİM’E DÂİR

"Kur'ân; insanoğlunun kıymet ve değeri ölçüsünde, onun, kalp-rûh-akıl ve cismaniyetini nazar-ı itibâra alarak Yüksekler Yükseğinden nüzul ile insanlık ufkunda tulû' etmiş, en mükemmel mesajlarıyla İlâhî Kanunlar mecmuasıdır.

Bugün takriben bir milyar insanın tâbi olduğu Kur'ân, ebedî ve değişmeyen İlâhî prensipleriyle, topyekün beşerin mutluluğunun ve o mutluluğa ulaştıran en kestirme, en aydınlık yolun göstericisi olarak eşi benzeri bulunmayan biricik kitaptır."

"Kur'ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah'ın kelamıdır, hem bütün mevcudatın İlahı ünvanıyla Allah'ın fermanıdır, hem bütün semavat ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır, hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir, hem saltanat-ı amme-i Sübhaniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir, hem rahmet-i vasia-i muhita nokta-i nazarında bir defter-i iltifatat-ı Rahmaniyedir, hem ulûhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bazan şifre bulunan bir muhabere mecmuasıdır, hem İsm-i azamın muhitinden nüzul ile Arş-ı âzamın bütün muhatına bakan ve teftiş eden hikmet-feşan bir kitab-ı mukaddestir."

"Hem Kur'ân müessistir, bir din-i mübînin esasatıdır ve şu âlem-i İslâmiyetin temelleridir ve hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi değiştirip muhtelif tabakata, mükerrer suallerine cevaptır."

"Kur'ân, İslâm'da bilginin kaynağıdır da; yalnızca manevi bilgilerin değil, ahlâk, hukuk, felsefe, hattâ tabiî ilimlerin bile kaynağıdır Kur'ân."

"Bediüzzaman hazretlerinin tesbitleriyle, bütün insanların hakka irşadını esas alan Kur'ân'ın ana maksatları dörttür: Tevhid, Nübüvvet, Âhiret, İbadet ve Adalet. Kur'ân'daki bütün âyetler, temelde bu dört esas üzerinde döner."

"Kur'ân'ın ekser âyetleri, her biri birer hazîne-i kemâlâtın anahtarı ve birer defîne-i ilmin miftâhıdır."

"Kur'ân'ın küllü, cüzlerinde göründüğü gibi, cüzleri de, Kur'an'ın küllüne aynadır. Bunun içindir ki Kur'an, "müşahhas olduğu halde, efrad sahibi olan külli" gibi tarif edilir.

"Kur'ân-ı Kerim, birincisi müttaki mü'minler, ikincisi inatlı kâfirler, üçüncüsü ikiyüzlü münafıklar olmak üzere insanları üç kısma ayırdı ve aralarında taksimat ve teşkilat yaptı ve herbir kısmın sıfatını ve akıbetini beyan etti."

"Kur'ân kelime-i mukaddesesi ile de ifade edilen Kitap, insanın gönül gözünü açan, duygularını enginleştiren, düşüncesini derinleştiren; muhkemi, müteşâbihi, nassı, zâhiri, mücmeli, mufassalı; ayrıca îmâsı, işareti, teşbihi, temsili, istiâresi, mecazı, kinayesi.. gibi değişik beyan türleri ile başları döndürecek ölçüde zengin bir kaynaktır ve her asra yetebilecek açılım gücüne sahiptir. Ne var ki, ondan, onun derinliği ölçüsünde istifade etmek, biraz da insaflı düşüncelerin ona kapı aralamalarına bağlıdır."

"Elhâsıl: Kur'ân-ı Hakîm, hakîmdir; her şeye kıymeti nisbetinde bir makam verir. İşte Kur'ân, bin üç yüz sene evvel, istikbâlin zulümâtında müstetir ve gaybî olan semerât ve terakkiyât-ı insaniyeyi görüyor; ve gördüğümüzden ve göreceğimizden daha güzel bir sûrette gösterir. Demek, Kur'ân öyle bir Zâtın kelâmıdır ki, bütün zamanları ve içindeki bütün eşyayı bir anda görüyor."

Hiç yorum yok: